NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
4 - (1513) وحدثنا
أبي بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن
إدريس ويحيى
بن سعيد وأبي
أسامة عن
عبيدالله. ح
وحدثني زهير
بن حرب
(واللفظ له).
حدثنا يحيى بن
سعيد عن
عبيدالله.
حدثني أبي
الزناد عن الأعرج،
عن أبي هريرة.
قال:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن بيع
الحصاة وعن
بيع الغرر.
[ش
(بيع الحصاة)
فيه ثلاث
تأويلات:
أحدها أن يقول
بعتك من هذه
الأثواب ما
وقعت عليه
الحصاة التي
أرميها. أو
بعتك هذه
الأرض من هنا
إلى ما انتهت
اليه هذه
الحصاة.
والثاني أن يقول:
بعتك على أنك
بالخيار إلى
أن أرمي بهذه
الحصاة.
والثالث أن
يجعلا نفس
الرمي
بالحصاة بيعا.
فيقول: إذا
رميت هذا
الثوب
بالحصاة فهو مبيع
منك بكذا.
(بيع
الغرر) النهي
عن بيع الغرر
أصل عظيم من
أصول كتاب
البيوع. ويدخل
فيه مسائل
كثيرة غير منحصرة.
كبيع الآبق
والمعدوم
والمجهول وما
لا يقدر على
تسليمه وما لم
يتم ملك
البائع عليه،
وبيع السمك في
الماء الكثير
واللبن في
الضرع وبيع
الحمل في
البطن ... ونظائر
ذلك. وكل ذلك
بيعه باطل
لأنه غرر من
غير حاجة.
ومعنى الغرر
الخطر
والغرور
والخداع. واعلم
أن بيع
الملامسة
وبيع
المنابذة وبيع
حبل الحبلة
وبيع الحصاة
وعسيب الفحل
وأشباهها من
البيوع التي
جاء فيها نصوص
خاصة، هي داخلة
في النهي عن
الغرر. ولكن
أفردت بالذكر
ونهى عنها
لكونها من
بياعات
الجاهلية
المشهورة].
{4}
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdrîs ile Yahya b. Saîd ve Ebû Usâme,
Ubeydullah'dan rivayet ettiler. H.
Bana Züheyr b. Harb da
rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan
rivayet etti. (Demişki): Bana Ebu'z-Zinâd, A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den
naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şunu söylemiş:
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) taş atımı satışı ile aldatma satışını yasak etti.»
İzah:
Bu hadîsin şerhinde
Nevevî şunları söylemiştir: Taş atımı satısı hakkında üç te'vîl vardır. Birinci
te'vîle göre bu satış: Şu attığım taş hangi elbiseye isabet ederse sana onu
sattım; yahut: Şu arazîden, attığım taşın vardığı yere kadarını sana sattım,
diyerek yapılır.
îkinci te'vîle göre: Şu
malı sana elimdeki taşı atıncaya kadar muhayyer kalman şartıyla sattım; diyerek
yapılır. Üçüncü te'vîle göre: Taş atmayı satış saymakla olur. Bu takdirde
satıcı: Şu elbiseye taş attınmı, sana şu kadara satılmış sayılacak; der.
Aldatma satışının yasak
edilmesine gelince: Bu hadîs alış veriş bahsinin kaidelerinden büyük bir
kaidedir. Bundan dolayıdır ki, İmam Müslim onu ön plânda zikretmiştir. Kaçak
köle ile ma'dûm, meçhûl, teslimi imkânsız, henüz tamamen satıcının mülküne,
geçmemiş malların, büyük sudaki balıkların, hayvan memesindeki sütün, ana
karnındaki yavrunun, bir yığın zahirenin mübhem bir kısmının, ta'yîn
etmeksizin, herhangi elbisenin veya sürüden bir koyunun ve benzerlerinin satışı
gibi birçok meseleler bu hadîste dâhildir. Bu satışları hepsi bâtıldır. Çünkü
hacet olmadığı halde müşteriyi aldatmayı tezammun ederler. İhtiyâç mess ettiği
zaman biraz zarara tahammül olunur. Binanın temelini bilmemek, gebe veya
memesinde süt bulunan hayvanı satmak bu kabildendir; çünkü binanın temeli dış
kısımlara tâbi'dir; bu satışı meşru kabul etmeye ihtiyaç vardır; zira temeli
görmek mümkün değildir. Hayvan hakkında da aynı şeyler söylenebilir.
İslâm ulemâsı biraz
aldanmayı tezammun eden satışların caiz olduğuna ittifak etmişlerdir. Meselâ:
İçindeki pamuğu görmeden pamuklu bir cübbeyi satın almak caizdir; halbuki
yalnız içindeki pamuğu satmak caiz değildir. Bir haneyi veya hayvanı yahut
elbiseyi bir aylığırfa kiraya vermek bilittifak caizdir; halbuki ay bâzan otuz,
bâzan yirmi dokuz çeker. Hamamda para ile yıkanmak dahî ittifâkan caizdir.
Halbuki gerek su harcamakta gerekse hamamda durmak hususunda herkes bir
değildir. Sakadan para ile su içmek de böyledir; çünkü içilen suyun miktarı
belli değildir. Bunun aksini alırsak, ulema ana karnındaki yavrunun ve havadaki
kuşun satılamayacağına da ittifak etmişlerdir. Onlar aldatmalı satışın caiz
olup olmayacağı hususunda arzettiğimiz esasa bakılacağını yâni zarar az olur,
kaçınılmasına kolaylıkla imkân bulunmaz; satışı da ihtiyaç görülürse bey'in caiz
olacağını, aksi takdirde satışa cevaz verilemeyeceğini söylemişlerdir.
Meydanda olmayan bir
malın satılması gibi, ihtilaflı meseleler hep bu kaideye iptinâ ederler. Bu
gibi meselelerde ulemadan bazıları aldanmayı zararsız görerek yok hükmünde tutmuş;
ve satışın sahîh olduğunu söylemiş; diğerleri aldanmayı fazla görerek satışın
butlanına kail olmuşlardır.
Mülâmese, münâbeze ve
taş atımı gibi haklarında hususî deliller vârid olan satışların hepsi aldatma
satışında dahildirler. Bunların ayrı ayrı ele alınması câhiliyyet devrinin
meşhur satış şekilleri olmalarındandır.